Ilık bir perşembe günüydü… Takvimler 2020 yılının Mart ayını gösteriyordu.
Palo Alto Emniyet Müdürlüğü’ne gelen 911 aramasında telefonun ucundaki ses “Kız arkadaşımı öldürdüm” diyordu. Palo Alto’nun sakin ve zengin bir mahallesindeki evinin kapısına barikat kurduğunu ve çok yaklaşacak polisleri gözünü kırpmadan vuracağını da söylemeyi ihmal etmemişti.
Polis 415 alan kodlu numaranın sahibinin orta kademe bir teknoloji şirketi yöneticisi olan Chris Eberle olduğunu kolayca tespit etti. Numaraya yapılan aramalar cevapsız kalınca, ekipler harekete geçti. Yakınlardaki bir ilkokulda acil durum ilan edildi, çocuklar içeride toplandı. Ve polisler Moreno Bulvarı’ndaki evin etrafını sardı.
Ancak baskına giden dedektifler beklenmedik bir manzarayla karşı karşıya kaldı. Evde yaşayan dört kişilik aile dehşet içinde olan biteni anlamaya çalışıyordu. Eberle ise evin eski kiracısıydı ve 7 yıl önce başka bir yere taşınmıştı.
Polisler aileden özür diledi ve Palo Alto’nun merkezindeki karakola geri döndü. Kısa süre sonra uzun boylu, kızıl saçlı ve sakallı bir adam karakolun kapısından içeri adımını attı. Gişede görevli polis memuruna kendisini “Chris Eberle” olarak tanıttı ve “Ne olduğunu biliyorum sanırım” dedi.
“Her şey Instagram hesabım yüzünden oluyor.”
* * * * *
Bir önceki gece eşi ile birlikte uyumaya hazırlanırlarken, Eberle’in telefonuna tanımadığı bir numaradan bir SMS gelmişti. Mesajda, “Hey Christopher. Instagram’da @ginger hesabına ihtiyacım olacak. Sana ve ailene yönelik tacizler şu an başlayacak” deniyordu.
Eberle mesajı okuyunca bir kahkaha atmıştı. Daha önce de @ginger (kızıl) şeklindeki Twitter ve Instagram kullanıcı adıyla ilgili mesajlar almıştı. Bu iki platformu kullanmaya ilk başlayanlardan biri olarak, bütün çocukluğu boyunca dalga konusu haline geldiği kızıl saçlarını kendine kullanıcı adı seçmişti.
Şu an 40’larının sonunda olan ve yıllarca AOL, Facebook, Swarm, Netflix gibi birçok teknoloji şirketinde çalışmış olan Eberle, sosyal medyanın gücüne vakıftı. Uygulamaya ilk kaydolanların tercih ettiği kısa ve ilginç isimlerin, çok havalı bulunduğunu da biliyordu. Üstelik geçmişte çok sayıda insan @ginger adını kendisinden satın almak istemişti. Eberle bu mesajı gönderenin de eşek şakalarından hoşlanan bir arkadaşı olabileceğini düşünüyordu.
O yüzden “Çok güldüm” diyerek cevap verdi. Hemen karşılık geldi, “Haha, oldu o zaman.”
ÖNCE ÇEKİCİ ARAÇ GELDİ, SONRA PİZZACI
Yarım saat sonra telefon çalmaya başladı. Önce bir çekici operatörü arayıp “Kapınızın önündeyim, hangi aracı çekeceğim?” diye sordu. Ardından Eberle’in hiç vermediği bir pizza siparişiyle ilgili bir arama geldi. Ama kapının önünde kimse yoktu. Servis elemanı, Eberle’in Moreno Bulvarı’ndaki eski evinin önündeydi. Mesajda bahsedilen “taciz” başlamıştı. Eberle omuz silkti, telefonunu “Rahatsız Etmeyin” moduna aldı ve uykuya yattı.
Eberle uyurken mesajı gönderen kişi harıl harıl çalışıyordu. Ertesi sabah uyandığında Eberle telefonunda adresini aramakta olan kafası karışmış teslimat görevlilerinden gelen çok sayıda SMS ve sesli mesaj olduğunu gördü. Canı sıkıldı ama işine gitmek zorundaydı. Aracına atladı ve yola çıktı.
İlerleyen saatlerde teyit e-postaları ve teslimat aramaları gelmeye devam etti. Üstelik sadece Palo Alto’da değil kız kardeşi ile yakın zamanda eşini kaybetmiş olan annesinin yaşadığı Chicago ve New York’ta da siparişler veriliyordu. Teslimat görevlilerinin “Chris Eberle’in sizin için sipariş ettiği pizzayı getirdik” aramaları yaşlı kadını şaşkına uğratmıştı. Mesajı atan kişi sadece kendisini değil ailesini de hedef alıyordu. Eberle’in gerginliği öfkeye dönüştü.
KEŞKE İŞ SADECE PİZZA SİPARİŞİYLE KALSAYDI
O öğleden sonra bir toplantı esnasında telefonu yine “Rahatsız Etmeyin” modundayken eşi aradı. Oğlunun öğrenci olduğu ilkokulda bölgedeki bir polis operasyonu nedeniyle acil durum ilan edilmişti. Telefonu kapatan Eberle, Palo Alto Emniyet Müdürlüğü’nden cevapsız aramalar olduğunu gördü.
Bir yandan da korkuya kapılmıştı. Çekici araç, pizzalar, polisten çağrılar, eski evinin okuldan sadece birkaç kilometre uzakta olması… Hepsi bir arada bunun bir “swatting” saldırısı olduğuna işaret ediyordu.
Bir süredir oldukça yaygın olan swatting saldırılarını düzenleyenler, yerel emniyet müdürlüklerini arayarak, kurban seçtikleri kişilerin evlerine polisleri baskına gönderiyor. Swatting kurbanı olanlar arasında influencer’lar, Twitch yayıncıları, Facebook yöneticileri hatta Instagram’ın CEO’su Adam Mosseri bile var. 2017 yılında Kansas eyaletinin Wichita şehrinde polis, “Call of Duty” nedeniyle yaşanan bir anlaşmazlık sonucu düzenlenen swatting saldırısında bir kişiyi vurarak ölümüne neden olmuştu.
“Swatting” kelimesi SWAT’tan geliyor. İngilizce “özel silahlar ve taktikler” anlamına gelen “special weapons and tactics”in kısaltması olan SWAT, zor olaylarda devreye giren bir polis timi. SWAT timleri terörle mücadele, kalabalık kontrolü, kaçırma ve rehin alma gibi yüksek riskli vakalarda görev yapıyor; zırhlı araçları, özel giysileri ve ekipmanlarıyla diğer polislerden ayrılıyor.
Görünen o ki Eberle’in telefon numarasını kopyalamayı başarmış olan birileri (muhtemelen bir önceki gece mesaj atanlar) @ginger kullanıcı adını almak için swatting saldırıları düzenliyordu.
Eberle ofisten çıkıp Palo Alto Emniyet Müdürlüğü’ne gitti ve durumu anlattı. Polisin yapabileceği bir şey yoktu. Eberle ise pizza telefonlarının, kendisinin ve ailesinin yaşayacağı kâbusun başlangıcı olduğunu henüz bilmiyordu. Ancak kamuya açık bilgilerin internet çağında kötü niyetli kişiler tarafından silaha dönüştürülebileceğini ve bir kullanıcı adının bir kişinin hayatını nasıl yerle bir edebileceğini yıllar içinde öğrenecekti.
* * * * *
Peki bir insan herhangi bir Instagram kullanıcı adını neden bu kadar önemser?
Son 10 yılda sosyal medyanın özellikle de Instagram’ın yaygınlaşmasıyla kısaca “OG” (orijinal gangster) denen bazı kullanıcı adları için karaborsada bir talep oluştu. Instagram, Twitter, TikTok gibi platformlar kullanıcı adlarının satışını yasaklasa da bu işe odaklanan çeşitli internet siteleri türedi. En değerli Instagram kullanıcı adları ise iki harfli olanlar ile “ginger” gibi akılda kalıcı kelimeler. Bunlar binlerce dolardan alıcı buluyor ve kullanıcı adı ne kadar nadirse sahip olma arzusu da o kadar kuvvetleniyor.
Satıcılar bu kullanıcı adlarını ele geçirebilmek için akla hayale gelmeyecek şeyler yapıyor. Bunun için yazılmış özel kodları kullananlar da var diğer sitelerdeki veri sızıntıları sonucu ortaya çıkmış e-posta ve şifre kombinasyonlarını kullananlar da… Kullanılmayan bir Instagram hesabıyla bağlantılı aktif olmayan bir e-posta adresi ve şifre bulduktan sonra, hesabı yeniden kaydedip şifre sıfırlama e-postası göndererek kullanıcı adını ele geçirmek en yaygın yol.
Eğer hesap halen kullanılıyorsa, iş biraz daha zorlaşıyor. Satıcının önce kullanıcı adının sahibinden (mümkünse çok ucuza) alması ardından kâr ederek satması gerekiyor. Hesabın sahibi satmaya ikna olmazsa, çalma seçeneği devreye giriyor. Gönderilen sayısız şifre ya da hesap kurtarma mesajı da başarısız olursa, iş Eberle’in de maruz kaldığı gibi korkunç tacizlere dönüşüyor.
SALDIRGAN ADRESİNİ ÖĞRENMEYİ BAŞARDI
Eberle’in yaşadığı saldırı, iki günün ardından aniden sona erdi. Aramalar ve siparişler bir anda bıçak gibi kesildi. Eberle ve eşi saldırıdan ötürü suçluluk duyuyordu, bu nedenle oğullarının gittiği ilkokuldaki çocukların velilerine özür mesajları dahi gönderdiler.
Polis Eberle’e olayı unutmasını tavsiye etti. Görünüşe göre saldırgan sıkılıp pes etmişti. İlerleyen haftalarda da konu kapanmış ve kâbus geride kalmış gibi görünüyordu.
Bir ay kadar sonra bir gece kapı çaldı. Gece yarısını geçmişti, Eberle ailesi uyuyordu. Eberle kapıyı açtığında karşısında bir pizza teslimat elemanı olduğunu gördü. Yüreği ağzına gelmiş vaziyette bir özür mırıldanırken bunun ne anlama geldiğini biliyordu: Saldırgan yaşadığı yeri öğrenmişti.
Sipariş yağmuru yeniden başladı. San Francisco’da eve servis yapan ne kadar restoran varsa kapılarını çalıyordu. Eberle’in Brooklyn’de yaşayan kız kardeşi, San Diego’da üniversitede okuyan kızı ve eşinin Connecticut’taki ailesi de aynı durumdaydı.
Eberle sarsılmış vaziyetteydi. Covid nedeniyle oğlunun okulu kapanmıştı. Tacizcisi hız kesmiyordu ve bu kişinin kim olduğuna dair Eberle’in hiçbir fikri yoktu. Umutsuzluk içinde yaşadıklarını Facebook’tan eski bir iş arkadaşına anlattı. Arkadaşı, bir başka eski Facebook çalışanını kastederek, “Dostum senin Ana’yla konuşman lazım” dedi, “Aynı şey ona da oluyor.”
* * * * *
Teknoloji sektöründe yöneticilik yapan Ana, adının ve soyadının baş harflerinden oluşan iki karakteri bir kullanıcı adına sahipti. Pandeminin başlarında doğum yapmıştı ve ilk yemek teslimat telefonunu aldığında, San Francisco’da bir hastane odasındaydı. Ardından pizza siparişleri yağmaya başladı. Sadece o değil erkek kardeşi ve kuzeni de hedef alınmıştı.
Ana’nın olan biteni anlaması bir haftayı bulmuştu. Sabahın erken saatlerinde, yeni doğan bebeğiyle ilgilenirken bilmediği bir telefon numarasından aranan Ana’ya karşıdaki ses, “Instagram hesabını istiyorum” demişti.
Üstelik tek o da değildi. Silikon Vadisi’nde faaliyet gösteren birçok şirketin kıdemli çalışanları, dikkat çekici kullanıcı adları nedeniyle hedef alınmıştı. Ocak 2020’de başlayan saldırılar çok benzer bir şekilde ilerliyordu. Bazı kurbanlara huzur kaçıran aramalar ve SMS’ler gönderiliyordu, bazıları ise yemek siparişleriyle yıldırılıyordu. Şanssız azınlık ise polis baskınlarına hedef olmuştu.
“SENİ, KOCANI VE ÇOCUKLARINI TACİZ EDECEĞİM”
Onlardan biri de Facebook, Squarespace gibi internet sitelerinde çalışmış olan tasarımcı Josh Williams’dı. Twitter 2006’da açıldıktan kısa süre sonra @jw kullanıcı adıyla kaydolan Williams, Nisan başında ailesiyle evde sakin bir akşam geçiriyordu. O sırada Williams’ın kızının telefonu çaldı. Bir arkadaşı kapılarının önünde bir hareketlilik olduğunu söylüyordu. Polisler evi sarmıştı, köpekler tasmalarını çekiştiriyordu. Williams swatting kâbusunu yaşıyordu.
Polisi arayan kişi Williams’ın eşini öldürdüğünü, çocuklarını banyoya kilitlediğini ve eve benzin döktüğünü söylemişti. Daha sonra Instagram’ına bakan eşi posta kutusunda bir mesajla karşılaşmıştı: “Eğer kocanı @jw kullanıcı adını bana vermeye ikna etmezsen, seni, kocanı ve çocuklarını taciz edeceğim.”
Olayların kulaktan kulağa yayılmasıyla, Williams, Ana ve diğer taciz kurbanları birbirlerini bulmaya başladı. Saldırıların arkasında kim olduğunu ve o kişileri nasıl durduracaklarını bilmiyorlardı. Ancak bir ortak noktaları vardı. Destek için bir ağ kurdular. Kendilerine “Handle Heroes” (Kullanıcı Adı Kahramanları) diyorlardı.
Grup üyeleri Facebook Messenger üzerinden haberleşiyor, son saldırıları değerlendiriyor, ortak noktalar arıyor, “Kim yaptı bunu?” sorusuna yanıt arıyordu. Telefon numaralarının kopyalanmasına karşı kendilerini korumak için ipuçları paylaşıyor, Instagram’ın tepe şirketi Facebook’taki tanıdıkları aracılığıyla çözüm üretmeye çalışıyorlardı.
Kahramanlardan biri grubu, “Dehşet verici bir tecrübenin içinde sakinleştirici bir etkisi vardı. Hepimiz kaçırılmış bir uçaktaki rehineler gibiydik” diye nitelendirdi.
AİLELER, ARKADAŞLAR HATTA POLİS İNANMIYORDU
Ama grup korkuları da körüklüyordu. Ana gibi çok fazla kötü şeyler yaşamamış olanlar, ihtimalleri başkaları sayesinde yaşıyordu. Bir pizza sadece pizza değil, yarın öbür gün bir SWAT timinin kapınızı kırıp ellerinde silahlarla oturma odanıza dalabileceğini gösteren bir işaretti.
Üstelik kurbanlar, aileleri, arkadaşları ve yetkililerin şüpheli bakışlarıyla karşılaşıyordu. Örneğin Ana polisi arayıp şikâyette bulunduğunda kendisine gülüp geçmişlerdi. Josh Williams’ın evini polis bastığında, telsizi olan meraklı bir komşu Facebook’a “caddede muhtemelen karısını öldürmüş silahlı bir şüpheli var” yazmıştı. Kızının arkadaşlarından birinin babası da bu paylaşımı görmüş ve daha sonra Williams’a ciddi ciddi “Kusura bakma ama gerçekten böyle bir şey olsaydı seni öldürecektim” demişti.
Nisan ayı ortalarında Kahramanlar grubundan Oscar’a bir uyarı araması geldi. Karşıdaki ses, “Kullanıcı adından vazgeç yoksa acı çekmeye devam edeceksin” diyordu. 10 gün sonra Oscar’ın eski eşi aradı. Silahlı polisler kadın ve kızının yaşadığı evi basmıştı. Polisi arayıp Oscar olduğunu iddia eden bir kişi, karısını öldürdüğünü, evdeki herkesi de öldüreceğini söylüyordu. Oscar eski eşinin ailesine durumu açıklamaya çalışsa da inanmadılar. Bir sosyal medya hesabı için polis ev basar mıydı? Bu işte başka bir iş olmalıydı. Oscar’ın birilerine borcu olabilir miydi?
Tabii de teslimat çilesi vardı. Sürekli kapıya gelen görevlilere, “Hayır, siparişi ben vermedim, o yüzden size ödeme yapamam” demek zorundalardı. Bu durum pandemide zor günler geçiren restoranlar için de çok acı vericiydi.
KURBANLARIN LİSTELERİ İNTERNETTE DOLANIYOR
Haftalar geçiyor, Kahramanlar kendilerini hedef alanı aramaya devam ediyordu. Sonunda Nisan’ın son haftası bir liste bulundu. Değerli sosyal medya kullanıcı adlarına sahip kişilerin gizli bilgilerinin paylaşıldığı listenin adı “Şantaj Takımı”ydı. Bir başka listede de @00’dan @zz’ye 1400 iki karakterli Instagram hesabıyla ilişkili e-posta adresleri yazılıydı. Kahramanlar’dan bazıları kendi adreslerinin de burada olduğunu gördü. Asıl korkutucu olan ise saldırganı durdurmanın bir şeye yaramayacağını anlamaktı. Başka biri diğerinin kaldığı yerden tacizlere devam edebilirdi.
Yerel polisin tepkisizliğinden sıkılan Kahramanlar, FBI’la çoktan bağlantı kurmuştu. Evi basıldıktan sonra Josh Williams, Shannon Hickman isimli FBI ajanıyla temasa geçmişti. Hickman kısa süre içinde Kahramanlar’ın danışmanına dönüştü.
Mayıs başlarında yani şantaj listeleri bulunduktan kısa süre sonra, Hickman gruba güzel haberlerle geldi. Vakayla ilgili bir kişi gözaltına alınmıştı ama başkaları da olabilirdi.
Birkaç hafta sonra şüphelinin adını da açıkladı: Shane Sonderman.
* * * * *
Kahramanlar’ın çoğunun yaşadığı San Francisco çevresinden kilometrelerce kuzeyde Oregon’da bir kadın cehennemi yaşıyordu.
Aralık 2019’dan itibaren birileri sürekli arayıp mesaj atmaya, kendisinin ve Ohio’da yaşayan annesinin evine yemek servisleri göndermeye başlamıştı. Kadının Instagram kullanıcı adını istiyorlardı.
Ancak federal ajanlar için bu kadının vakası önemli bir ipucu içeriyordu: Tennessee’de yaşayan ve 18 yaşını yeni doldurmuş olan Sonderman’la bağlantılı bir telefon numarası. Ülkenin dört bir yanından benzer saldırılara ilişkin kanıtlar geldikçe, Memphis’te görev yapan Savcı Debra Ireland, Sonderman hakkında bir dosya oluşturmaya başladı.
Mahkeme belgelerine göre, önemli kullanıcı adlarını elde etmek için ne gerekirse yapmaya hazır olan bir grubun parçası olan Sonderman, 8000 kişilik Ripley kasabasında yaşıyordu. Sorunlu bir çocukluk geçirmişti, ailesinde akıl hastalığı yaygındı.
SALDIRILAR BİR KİŞİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDU
Grup, Discord üzerinden haberleşiyor, çevrimiçi veri tabanlarını kullanarak hedeflerinin kimlik bilgileri paylaşıyordu. Tehditkâr mesajlar ve binlerce pizza gönderiyor, çocuk koruma hizmetlerine sahte şikayetlerde bulunuyorlardı. Savcılığın elde ettiği Discord kayıtlarına göre, Sonderman kullanıcı adlarını binlerce dolara satmakla övünüyordu.
Nisan 2020’de olaylar ölümcül bir hal aldı. Sonderman’ın hedeflerinden biri Twitter’da @Tennessee kullanıcı adının sahibi olan yazılımcı Mark Herring’di. 27 Nisan günü Sonderman’ın suç ortaklarından biri polisi arayıp Herring’in bir kadını öldürüldüğünü ve Bethpage’deki evine boru bombalarıyla bubi tuzakları kurduğunu söyledi. Eve giden SWAT timi Herring’in 60 yaşındaki büyükbabasıyla karşılaştı. Ellerini kaldırıp dışarı çıkması istenen Herring o sırada kalp krizi geçirdi, yere yığıldı ve hayatını kaybetti.
Birkaç gün içinde Sonderman gözaltına alındı.
“BUNUN SONU GELMEYECEK”
Kullanıcı Adı Kahramanları rahatlamıştı. Hayatlarına devam etmeye çalıştılar ama bu kolay olmadı. En ufak bir şeyden korkar hale gelmişlerdi. Biz zamanlar çalışma alanları olan internet dünyası şimdi üstlerine geliyordu. Gurur kaynağı olan kullanıcı adları nedeniyle hedef tahtasına dönüşmüşlerdi.
Ama yine de tacizler sona erdi. Pizzacılar artık gelmiyordu. Hayat devam ediyordu. Chris Eberle ve ailesi yeni bir ev satın aldı ve taşındı.
Mart 2021’de siparişler yeniden başladı. Birileri Eberle’in yeni telefon numarasını bulmuştu ama siparişler halen eski adresine gidiyordu. Birkaç gün içinde Eberle, annesi, eşinin ailesi ve kızı 20’den fazla yemek siparişiyle karşı karşıya kaldı. Restoranlar da öfkeleniyordu. Mekân sahiplerinden biri Eberle’e, “Beni 100 dolardan fazla zarar ettirdin, bu işe bir son vermen lazım” diye tepki göstermişti örneğin…
Saldırının ikinci akşamında gelen bir mesaj şüpheye yer bırakmayacak kadar netti: “Instagram’ı ve Twitter’ı şimdi vermek istiyor musun? Bunun sonu gelmeyecek.”
SAVCILARI BİLE ŞOKE ETTİ
Eberle diğer Kahramanlar’a ulaştı ama başka hiç kimse hedef alınmamıştı. Hickman bunun yeni bir saldırgan ya da Sonderman’ın yakalanmamış suç ortaklarından biri olabileceğini düşünüyordu. Her kimse, saldırılar başladığı gibi bitti.
Bir diğer ihtimal de saldırıyı düzenleyenin Sonderman’ın kendisi olmasıydı. O günlerde Sonderman kefaletle serbest bırakılmıştı. Mart 2021’de yani Eberle’i hedef alan ikinci dalganın başlamasından bir hafta sonra nihayet suçunu itiraf etmişti. Kısa süre içinde savcılar Sonderman’ın serbest olduğu dönemde saldırıları sürdürdüğünü keşfetti.
Sonderman Nisan 2021’de yeniden gözaltına alındı. 2 ay sonra 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Herring’in ölümü Sonderman’ın cezası belli olana kadar kamuoyundan gizlendi. Kullanıcı Adı Kahramanları bu haberi duyunca hem dehşete düştü hem de bir rahatlama yaşadı. Kahramanların şikayetleri Sonderman hakkındaki iddianamede yer almasa da Hickman, Ana’ya Sonderman’dan bahsetti. Saldırıları yürütüşü tam da tahmin ettikleri gibiydi.
Savcı Ireland, Insider’a yaptığı açıklamada, Sonderman ile Kahramanlar’ın yaşadıkları kâbus arasında doğrudan bir bağ kuramadığını söyledi. Mahkeme belgelerinde iki isimsiz suç ortağından bahsediliyor. Bunlardan bir tanesi İngiltere’de yaşıyor ve reşit değil.
Ireland, “Bu dağınık bir grup. Bazen düzenli olarak birlikte çalışan ortaklar görüyoruz, bazen de başkalarıyla birlikte çalışanlar. Ortak noktalar bize bazı faillerin de ortak olduğunu gösteriyor” dedi.
Bu şu anlama geliyor: Eberle ve diğerlerine hayatı zindan edenler halen serbest olabilir.
* * * * *
Yaşadıkları tacizler, Kahramanlar’ın internette ünlü olmakla ilgili görüşlerini de değiştirdi. Insider’a konuşan bir kurban, “Eskiden bu kullanıcı adlarına sahip olmakla ve kendi adımla bilinmekle övünürdüm. Kalabalık etkinliklere gittiğimde insanlar beni tanırdı, adımı bilirlerdi. Şimdi tam tersini istiyorum” dedi.
Kullanıcılardan bazıları kişisel bilgilerini ve iletişim adreslerini internetten silerken, kendileri ve aileleri hakkındaki paylaşımlarına da sınırlama koymaya başladı. Facebook ve Twitter’ın yapabileceklerinin sınırlı olduğunun farkındalar ama bu platformların taciz kurbanlarına destek olmamasına da tepkililer.
Ancak eski kullanıcı adını korumaya devam edenler de var. Örneğin Josh Williams, “Teröristlerin kazanmasına izin vermeyeceğim” dedi. Ama Chris Eberle ikinci dalganın ardından pes etti. Ginger isimli bir startup’la anlaşan Eberle, kullanıcı adını bu kuruma teslim etti. Kendisi de yeni mesleği olan kripto para ve Web3 sektörüyle alakalı @DeFiGinger kullanıcı adını aldı.
Ancak geçtiğimiz Nisan sonlarında annesinden gelen bir mesaj kâbusun halen bitmemiş olabileceğine işaret ediyordu. Zira annesi, Eberle’e, “Az önce büyük bir pizza siparişini reddettim. Bunu sormaktan nefret ediyorum ama senin konuyla ilgili bir bilgin var mı?” diyordu.